Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mirasın üzerinde tepinmek!

Resim
İstanbul bir efsane şehir. Doğal güzellikleri, efsaneleri, tarihi yer ve yapıları, Boğaz’ı, hanları, hamamları ama bunların içinde en çok da el değmemiş olanları güzel. Yani güzel kalmayı başarmış. Çünkü elimizi nereye atsak, nereye dokunsak rant ve zenginlik anlayışıyla, gösteriş ve hırsla korumaktan çok yok etmek, sürdürmekten çok yıkmak anlayışıyla mahvetmişiz.  İstanbul’un, tarihi önemi, yapıtları, yaşanmışlıkları dolayısıyla hep bir kültür başkenti olarak kalması gerektiğini düşünmüştüm. Ne bu kadar kalabalığı hak ediyor, ne tüm sanayiinin, tüm ticaretin burada işleyip insanların geçimlerini burada kazanmaları gerekmesini. Bütün bunlar için de ciddi bir altyapı, üstyapı, yollar, binalar, iş merkezleri, araçlar, insanlar, okullar... Çıldırasıyla bir yoğunluğu hak etmiyor İstanbul. Çünkü metro çalışması yapıyorsunuz binlerce yıllık antik bir kent fırlıyor önünüze, yeni bir güzergah belirlemeye çalışıyorsunuz binlerce yıllık, o dönemlerden kalma kullanılan arkeolojik kalın

Sadaka toplumunda 'çok para' nedir?

Resim
Aslında sadece bizim değil, kapitalizmin egemen olduğu tüm dünyada paranın tek iş gören, olmazsa olmaz değeri sebebiyle durum aynı sayılır. Ancak biz gibi gelir adaletsizliğinin ve zengin-fakir uçurumun sonuna kadar açılmış bir makas misali olduğu toplumlarda ezici üstünlüktedir. Ne mi? Çok parası olana hürmet edilir, çok parası olanın sözü geçer, çok parası olan en çok bilir, çok parası olan her zaman haklıdır, çok parası olan ne yapsa yeridir… Peki, bu çok para nedir arkadaşlar? Biliyorsunuz kanser hastası 23 yaşındaki Dilek Özçelik, kanser ilaçlarına ulaşma konusundaki zorlukları anlatırken neredeyse dinlenmeden cebinden çıkardığı parayı Dilek’in hırka cebine koymaya çalışmıştı. Koyarken de, “Cebinden düşürme, orada çok para var!” demişti. Yani bakan fakir bir hastanın asla erişemeyeceği, bir arada bile göremeyeceği bir meblağı büyük bir yüce gönüllükle ikram ettiğini düşünmüştü. Sonra da camiye namaz kılmaya girmişti. Fakat Dilek’in derdi para değildi. O kendisi gibi mil

Kudüs'ün kutsallığı

Resim
Filistin bugün yine yangın yeri… Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak niye tanıdığı konusunda çeşitli dedikodular var. Düşen desteğini geri kazanmak için evanjelist lobisini arkasına alma isteği birinci akla gelen. Bu lobinin bir üyesi olan kumarhaneler kralı Sheldon Adelson’ın, Trump’a Kudüs’ü tanıması karşılığında 20 milyon dolar bağışta bulunduğu da söyleniyor. Trump gibi bir multi-milyonerin böyle bir paraya ihtiyacı olur mu bilinmez ama mesele yine yanki’nin emperyalist dürtüleridir diyebiliriz. Bugün Ortadoğu’nun her alanda geri kalmışlığının ve çoğunluğunun kan gölü olmasının sebebi emperyalizmin attığı nifak tohumlarıdır. Elbette işbirlikçilerin katkısını da küçümsememek gerek. Altını tekrar tekrar da çizmek lazım ki bu ülkenin solcu gençleri emperyalizme karşı mücadele ederken İslami ideolojiye sahip olduğunu söyleyenleri Cuma namazı çıkışlarında toplanıp “Komünistler Moskova’ya” diye bağırıyor, saldırıyorlardı. Komünistler Moskova’ya gidemedi belki ama diğerleri sa