Kayıtlar

Aralık, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sokaktaki Tehlike !

Son zamanlarda hareketli ve stresli günler geçirmekteyiz. Aylardır içeriğinin ne olduğu bilinmeyen “açılım”, yapılacaklar ve atılacak adımlar konusunda da kapasitesi yeterli olmayan iktidar partisinin bir açıklamada bulunmayarak ve bunun anlatılması için yapılan çağrıları sürekli geçiştirmesiyle sebep oldukları belirsizlik, ülkenin bağımsızlığı konusunda türlü şüphelere, iktidara bu konuda kimler tarafından ne görev biçildiği merakına sebep olmuştur. Yapılan eleştirilere sert yanıtlar veren iktidar partisi, açılımın başladığı veya delinin kuyuya taşı attığı(!) tarihteki desteğini giderek yitirmiş, halk tarafından inandırıcılığını kaybederek bir güven bunalımına yol açmıştır. İktidarın bu konudaki işlevsiz ve ne yapacağını bilmez hali ve her ne kadar muhatap almadıklarını söyleseler de İmralı’dan gelen “talimatlar” doğrultusunda, sorunun çözümü için üzerine vazife alan grupların kabul edilemez eylemleri halkın tepkisine yol açtı. Dağdan gelen teröristlerin kahraman gibi karşılanmasın

İkiyüzlü Demokrasi

İktidar partisinin “demokratik açılım” ile yurttaşlara daha fazla özgürlük sağlama amacında olduğunu iddia ettiği bugünlerde, hafta içinde memurların iş bırakma eylemi, aynı iktidarın sözcüleri tarafından kin ve nefretle lanetlendi ! Başta başbakan Tayyip Erdoğan’ın, bu eylemin hukuka aykırı olduğunu söyleyerek, eyleme katılanları “neticelerine katlanırlar” şeklindeki tehditkar açıklamasına rağmen alanları dolduran ve haklarını sonuna kadar arayacaklarını dile getiren memurlara, işçiler, emekçiler, eğitimciler, öğrenciler destek olarak taleplerini yüksek sesle dile getirdiler. Bu eylem nedeniyle özellikle demiryolları, okullar, acil servisler dışında hastaneler gibi birçok kurumdan hizmet alamayan vatandaşların bir kısmı grevcilere destek verirken, bir kısmı ise tepki gösterdi. Ancak asıl tepki gösterilmesi gereken kişiler, bu eylemin hukuksuz olduğunu söyleyen ve Türkiye’nin de imzasının bulunduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre kamu görevlilerine toplu

Eğitim Çözümsüzlüğü

Eğitim sistemimizdeki çarpıklıktan bahsetmenin, artık bıktırıcı hale gelmeye başlamasına rağmen, bunun çözümü için hiçbir adım atılmaması art niyet şüphelerine neden oluyor. Sanki bilerek, isteyerek “böyle gelmiş böyle gider” düşüncesiyle hareket ediliyor. Gelişmelere bakılınca aksi akla gelmiyor. Üniversitelerin yeni kayıt dönemlerinin başlamasıyla birlikte, yaşadıkları şehirlerin dışında üniversite tercih eden öğrenciler kalacak yurt aramaya başladırlar. Bu konunun muhatabı olan YURTKUR’un ise kapasitesi bunu karşılamanın çok ötesinde. YURTKUR’un kapasitesi 7 bin arttırılırken üniversiteye yeni başlayan öğrenci sayısı ise tam 500 bin. Devlet yurtlarının kapasitesinin yetersiz olmasıyla kalan tek seçenek ise özel yurtlar. Bu özel yurtlar ise, tarikatların pençesinde. Lüks ve huzurlu ortam vaadiyle kandırılan gençler tarikat batağına düşüyor ve kendilerini geliştirecekleri, akıl, bilim ve özgür düşünce ile daha çağdaş bireyler olarak yetişecekleri bir dönemde beyinlerinin