Eğitim Çözümsüzlüğü
Eğitim sistemimizdeki çarpıklıktan bahsetmenin, artık bıktırıcı hale gelmeye başlamasına rağmen, bunun çözümü için hiçbir adım atılmaması art niyet şüphelerine neden oluyor. Sanki bilerek, isteyerek “böyle gelmiş böyle gider” düşüncesiyle hareket ediliyor. Gelişmelere bakılınca aksi akla gelmiyor.
Üniversitelerin yeni kayıt dönemlerinin başlamasıyla birlikte, yaşadıkları şehirlerin dışında üniversite tercih eden öğrenciler kalacak yurt aramaya başladırlar. Bu konunun muhatabı olan YURTKUR’un ise kapasitesi bunu karşılamanın çok ötesinde. YURTKUR’un kapasitesi 7 bin arttırılırken üniversiteye yeni başlayan öğrenci sayısı ise tam 500 bin. Devlet yurtlarının kapasitesinin yetersiz olmasıyla kalan tek seçenek ise özel yurtlar. Bu özel yurtlar ise, tarikatların pençesinde. Lüks ve huzurlu ortam vaadiyle kandırılan gençler tarikat batağına düşüyor ve kendilerini geliştirecekleri, akıl, bilim ve özgür düşünce ile daha çağdaş bireyler olarak yetişecekleri bir dönemde beyinlerinin yıkanacağı, kafalarının dogmalarla doldurulacağı karanlık noktalara sürükleniyorlar.
“Her vilayete bir üniversite” gibi içi boş ve popülist kampanyalarla, kalitesiz eğitimin verildiği tabela üniversitesi çöplüğü yaratan AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanı ise ne bu konuda ne de diğer konularda göreve geldiğinden beri hiçbir adım atmıyor. Bu noktada da sorunların bilerek görmezden gelindiği fikri açığa çıkıyor. Önemli bir muhalefet unsuru olan üniversitelerin yönetim kadrolarını ele geçirmekle meşgul olan AKP iktidarı aynı zamanda öğrencileri de cahil, geri kafalı, gelenekçi çizgiye çekerek kendi “imparatorluğunun” garantisini sağlamaya çalışıyor.
İmam hatip katsayılarının kaldırılmasıyla ülkenin geleceği olan öğrencilere cumhuriyet ilkelerini aşılamayı görev edinmiş okullara “alternatif eğitim” izlenimi veren AKP iktidarı sorunları bilerek çözmüyor ki, hedef olarak imam hatip liselerini gösteriyor.Öğrencilere burs sağlayan Atatürkçü, laik bilim insanlarını “suçlu” görerek, bu eğitim gönüllülerini baskı altına alarak hatta burs alan öğrenciler hakkında dahi soruşturma açacak kadar ileri gidenler eğitim sistemini yok ederek oluşturmak istediği yeni sistemin temellerini oluşturuyor.
Çocuklarını okula göndermek için defter, kitap, önlük,vb. ihtiyaçları karşılayamayan ailelere ise destek olunacağına tam tersine “kayıt parası” ve “bağış” adı altında türlü paralar koparılıyor, velilerin çocuklarını okula göndermekten soğumasına sebep olunuyor. Bu soygunun önlenmemesi de kısırdöngünün devamına sebep oluyor, çocuklar okullara gönderilmiyor, bilgiden yoksun, cahil ve geri kafalı bireyler toplumun genelini oluşturuyor. Bu durumun kanıtı olarak AKP’nin oy aldığı kesimlerin genelde üniversite, lise okumamış hatta hiç okula gitmemiş, aşırı uçlardan ve dogmatik kafalardan alması gösterilebilir.
Üniversitelerin yeni kayıt dönemlerinin başlamasıyla birlikte, yaşadıkları şehirlerin dışında üniversite tercih eden öğrenciler kalacak yurt aramaya başladırlar. Bu konunun muhatabı olan YURTKUR’un ise kapasitesi bunu karşılamanın çok ötesinde. YURTKUR’un kapasitesi 7 bin arttırılırken üniversiteye yeni başlayan öğrenci sayısı ise tam 500 bin. Devlet yurtlarının kapasitesinin yetersiz olmasıyla kalan tek seçenek ise özel yurtlar. Bu özel yurtlar ise, tarikatların pençesinde. Lüks ve huzurlu ortam vaadiyle kandırılan gençler tarikat batağına düşüyor ve kendilerini geliştirecekleri, akıl, bilim ve özgür düşünce ile daha çağdaş bireyler olarak yetişecekleri bir dönemde beyinlerinin yıkanacağı, kafalarının dogmalarla doldurulacağı karanlık noktalara sürükleniyorlar.
“Her vilayete bir üniversite” gibi içi boş ve popülist kampanyalarla, kalitesiz eğitimin verildiği tabela üniversitesi çöplüğü yaratan AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanı ise ne bu konuda ne de diğer konularda göreve geldiğinden beri hiçbir adım atmıyor. Bu noktada da sorunların bilerek görmezden gelindiği fikri açığa çıkıyor. Önemli bir muhalefet unsuru olan üniversitelerin yönetim kadrolarını ele geçirmekle meşgul olan AKP iktidarı aynı zamanda öğrencileri de cahil, geri kafalı, gelenekçi çizgiye çekerek kendi “imparatorluğunun” garantisini sağlamaya çalışıyor.
İmam hatip katsayılarının kaldırılmasıyla ülkenin geleceği olan öğrencilere cumhuriyet ilkelerini aşılamayı görev edinmiş okullara “alternatif eğitim” izlenimi veren AKP iktidarı sorunları bilerek çözmüyor ki, hedef olarak imam hatip liselerini gösteriyor.Öğrencilere burs sağlayan Atatürkçü, laik bilim insanlarını “suçlu” görerek, bu eğitim gönüllülerini baskı altına alarak hatta burs alan öğrenciler hakkında dahi soruşturma açacak kadar ileri gidenler eğitim sistemini yok ederek oluşturmak istediği yeni sistemin temellerini oluşturuyor.
Çocuklarını okula göndermek için defter, kitap, önlük,vb. ihtiyaçları karşılayamayan ailelere ise destek olunacağına tam tersine “kayıt parası” ve “bağış” adı altında türlü paralar koparılıyor, velilerin çocuklarını okula göndermekten soğumasına sebep olunuyor. Bu soygunun önlenmemesi de kısırdöngünün devamına sebep oluyor, çocuklar okullara gönderilmiyor, bilgiden yoksun, cahil ve geri kafalı bireyler toplumun genelini oluşturuyor. Bu durumun kanıtı olarak AKP’nin oy aldığı kesimlerin genelde üniversite, lise okumamış hatta hiç okula gitmemiş, aşırı uçlardan ve dogmatik kafalardan alması gösterilebilir.
Yorumlar