Adaleti düdüklemek!
Mahpusluk zordur, ağırdır. Hele bir de kapalı alanda kalma korkunuz varsa veya yerinde duramayan, sürekli bir şeylerle ilgilenen, bir yerlere giden bir insansanız. Üstelik haksız yere de girdiyseniz o deliğe, en azından öyle hissediyorsanız, işkenceden farksızdır. İster bir gün, ister bin gün olsun çektiğiniz ceza. Hapishaneler dolmuş, tıklım tıklım hale gelmiş, yüksek mevcutlu yeni hapishanelerin açılacağı bir ülkedeyiz. Suç oranı tavan yapmış, hırlısı hırsızı, tacizcisi tecavüzcüsü elbette bir kenara, gazetecisi habercisi, sosyal medyadan yazdıklarıyla kodese atılanların artık haber değeri yok. Adalet kavramının yok olduğu, tutuklu yargılamaların suç tespit edilmeden bile isteye cezaya dönüştürüldüğü bir çukur. Öte yandan malı götürenin, arkası olanın, güçlünün, zalimin elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı, hiç çekinmeden eylemlerine devam ettiği, herkesin göz yumduğu, insanların hak yerini bulsun diye değil yapılan eylemdeki çıkarına baktığı bir riyakârlık denizinde yüzdüğü