Kayıtlar

Haziran, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Canavarlaşma

Son zamanlarda artan “cinnet”ler sonucu yaşanan “şiddet” olaylarının yol açtığı ailevi yıkımların, toplumsal travmaların ve söndürdüğü ocakların haberleriyle sarsılıyoruz. Hemen her şehirden insanlar ailesini, çocuklarını, eşini dostunu katlediyor, sadece öldürmekle kalmayıp insanlık dışı yöntemlere başvurarak içlerinde bastıramadıkları öfke ve saldırganlık ile toplumu dehşete düşüyorlar. Haber bültenleri “katliam”, “vahşet” başlıklarıyla açılıyor, korku ve endişe tüm toplumu esir alıyor. Akli dengenin bozukluğu ve psikolojik sebeplerle insanların bu yola gitmeleri, hemen her ülkede karşılaşılan ve artık “sıradanlaşan” günlük haberler niteliğinde. Ancak bu “sıradan” olayların sıklaşması, üst üste gelmesi buna sebep olan durumların irdelenmesi gerekliliğini ortaya çıkartıyor. Ekonomik sıkıntılar sebebiyle, borç batağına girmiş ve işin içinden çıkamayanların bir anda kendilerini kaybetmeleriyle yol açtıkları dramlar da, her gün televizyon, internet gibi iletişim a

Demokrasi ve Görgüsüzlük

Demokrasinin en önemli gereklerinden biri, yasama organının kişiye özel yasa çıkarmamasıdır. İktidarların, diğer yurttaşlarına daha önce tanımadıkları hakları, kendi yandaşları mağdur olunca onlara tanımaları demokratik sisteme ihanet olduğu kadar adalete de, hukuka da sıkılmış bir kurşundur. Ülkemizde ise demokrasinin ne kadar özümsendiği ve “demokrat” geçinenlerin samimiyeti yeterince açıkken, aynı zamanda da yasaların toplumun geneline hitap etmesi ve bütün yurttaşları bağlaması bakımından ne kadar doğru yapıldığını da aynı şekilde görmekteyiz. TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Yeni Türk Vatandaşlığı Kanunu’na göre ülkemize büyük yatırımlar yapanlar, bilimsel, teknolojik, sportif ve sanatsal hizmet verenler Türk vatandaşı olabilecekler. Kana ve ırka dayanmayan yurttaşlık anlayışımıza uygun olarak Türkiye’ye hizmet edenlerin vatandaş yapılmaları gayet yerinde bir uygulama olacaktır.Ancak yasanın gündeme geliş zamanı çok ilginç..! Telman İsmailov, Azeri

Sağlık Rezaleti !

Türkiye'de insan hayatının ne kadar ucuz ve değersiz olduğuna karşılaştığımız yeni olaylarla tekrar tekrar acı bir biçimde tanık oluyoruz. Geçen zamanın aksine, yaşananlar benzerlik gösterirken, dün radyasyonlu çayı içip "bakın bana birşey olmuyor" diyen devlet yetkililerinden bugüne zihniyetin de çok fazla değişmediği görülüyor. Yaşanan sayısız sağlık skandalının yanında son dönemdeki domuz gribi konusunda yapılan açıklama hepimizi dehşete düşürdü : " Abartmaya gerek yok ! Her yıl normal gripten zaten binlerce kişi ölüyor ! " Bütün dünyayı kasıp kavuran, üst düzey önlemler alınmasına sebep olan, bir hastalık açısından yapılan açıklamaya bakar mısınız ! Bu örnek bile bize, gelip geçen iktidarların aksine yıllardır aynı kişiler tarafından yönetildiğimizi ispatlamaktadır. En son yaşadığımız utanç verici olayda ise kelimenin tam manasıyla bir rezalet yaşandı. Bursa'daki bir hastanede çıkan yangın ve ardından yaşanan elektrik kesintisi sebebiyle yoğun bakımda

Kırmızı Işıkta Yayalar ve Sürücüler

Yayalar her zaman karşıdan karşıya geçerken zorlanırlar. Bunun sebebi, arabaların yaya yollarına, yaya geçitlerine aldırmadan, hatta kırmızı ışıklarda bile kural tanımadan hareket etmelerindendir. Trafikte bir yaya iseniz kesinlikle çok dikkatli ve her zaman tetikte olmanız gerekmektedir. Zira yaya geçitlerinde, yol sizin olduğu zamanlarda yürürken, her an şehir içi hız sınırını 5 katına kadar ihlal eden ve etrafındaki diğer araçlarla bir yarış atı edasıyla mücadele bir arabanın altında kalabilir ve yine kaldırımda mutlu ve mesut bir biçimde hatta ıslık çalarak küçük adımlarla ilerlerken aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini yitiren ve " Allah, Allah " diye bağırarak düşmanı üzerine atılan Osmanlı askeri gibi tepenize binen bir metal yığınıyla karşılaşabilirsiniz. Böyle durumlarda yapabileceğiniz tek şey son saniyelerinizi olabildiğince mutlu geçirebilmek ve huzurlu bir şekilde ölebilmeye çalışmaktır ! Arabaların durmasını beklemek ha