Toplum Nereye ?
Bir toplumun kültür seviyesini, gelişmişliğini, medeniliğini ne belirler ? The Guardian gazetesinin Türkler üzerinde yaptıkları araştırma bu konuda ne kadar geri kalmış olduğumuzu gösteriyor. Gazetenin Türkleri, “ yabancı düşmanı, kitap okumayan, kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gören, demokrasi bilinci gelişmemiş ve aşırı mufazakar” olarak nitelendirmesi aslında pek de yanlış olmayan bir tespit olarak yüzümüze çarpıyor. Bu değerlendirmelerin bugünkü Türkiye ve onun insanları için geçerli olmadığını savunmak ne kadar da inandırıcı olurdu ?
Öyle ki, yaşadığımız ülkenin cehalet batağına saplanmış, farklılıklara düşman gözüyle bakan insanlarından tutun, o insanların seçtikleri hükümetin bakanının tehditle oy avcılığı yaptığı ve farklı belediyelerin hükümetlerinin izni olmadan hiçbir hizmette bulunamayacaklarını itiraf niteliğinde söylerek hepimize “demokrasi dersi” vermesine kadae birçok konu hangi seviyede olduğumuz konusunda birçok ipucu vermekte.
Farklı düşüneni hedef gösteren, “kadın çalışmaz, evinde oturur” diyerek onu Ortaçağ karanlığına hapseden, kızlarını okula göndermeyen, namus cinayetleriyle, kan davalarıyla nice genci katleden, birbirini anlamaya hatta dinlemeye dahi tahammülü olmayan yığınların, bırakın kitap okuyarak kendilerini geliştireceklerine ve yeni düşüncelere kulak vereceklerine, “hoşgörü, eşitlik, kardeşlik, medeniyet” gibi kavramların onlar için ‘hiç’ten daha fazla bir şey ifade ettiklerini söylemek sadece komik olur !
Peki bütün bunların sorumlusu kim ? Kuşkusuz insanlarını eğitmekten çok nereden nasıl rant sağlayacaklarının hesabını yapan ve uzun süreler devlet yöneticisi konumundaki ‘baş’larındır. Ancak bunun farkında olmayan insanlarımızın derin uykularından uyandırılarak sorumluların alaşağı edilmesi toplumun dönüşümünde her şeyin başlangıcı olacaktır..
Öyle ki, yaşadığımız ülkenin cehalet batağına saplanmış, farklılıklara düşman gözüyle bakan insanlarından tutun, o insanların seçtikleri hükümetin bakanının tehditle oy avcılığı yaptığı ve farklı belediyelerin hükümetlerinin izni olmadan hiçbir hizmette bulunamayacaklarını itiraf niteliğinde söylerek hepimize “demokrasi dersi” vermesine kadae birçok konu hangi seviyede olduğumuz konusunda birçok ipucu vermekte.
Farklı düşüneni hedef gösteren, “kadın çalışmaz, evinde oturur” diyerek onu Ortaçağ karanlığına hapseden, kızlarını okula göndermeyen, namus cinayetleriyle, kan davalarıyla nice genci katleden, birbirini anlamaya hatta dinlemeye dahi tahammülü olmayan yığınların, bırakın kitap okuyarak kendilerini geliştireceklerine ve yeni düşüncelere kulak vereceklerine, “hoşgörü, eşitlik, kardeşlik, medeniyet” gibi kavramların onlar için ‘hiç’ten daha fazla bir şey ifade ettiklerini söylemek sadece komik olur !
Peki bütün bunların sorumlusu kim ? Kuşkusuz insanlarını eğitmekten çok nereden nasıl rant sağlayacaklarının hesabını yapan ve uzun süreler devlet yöneticisi konumundaki ‘baş’larındır. Ancak bunun farkında olmayan insanlarımızın derin uykularından uyandırılarak sorumluların alaşağı edilmesi toplumun dönüşümünde her şeyin başlangıcı olacaktır..
Yorumlar