Ağır Yaptırım Bekleniyor!

Son maçlarda çok formda olan, ligde ve Avrupa'da iddialı konumda bulunan Beşiktaş önünde zor ve önemli bir galibiyet aldı Trabzonspor. Galip gelen tarafın bariz üstünlüğü yoktu dünkü karşılaşmada. Ancak stresli bir maça göre azımsanmayacak sayıda pozisyona giren Trabzonspor'un ayakları, bunları kaçırmadı, adeta beceriksizlikten harcadı. Bu beceriksizlik, son vuruşlarda olduğundan çok kaleye gidemeden ortaya çıktı. Bu noktada da ön plana tahmin edileceği üzere Burak Yılmaz çıkıyor.
                                      
Ne top kontrolü, ne topla koşusu, ne pasları... Bu oyuncunun takıma kattığı hiçbir şey yok!
Devre arasında bazen çok iyi bazen çok kötü oynayan Yattara, yine beklentilerin aşağısında bir performans sergileyince Şenol Hoca tarafından hemen çıkarıldı. Fakat anlaşılması gereken bir şey var. Yattara ile oynayacaksanız, onun üzerine oynayacaksınız. Sağ kanatta kök salmasına rağmen, bu oyuncuya yeterince pas atılmamasını anlamak mümkün değil. Bunun yerine ayağına aldığı her topu ezen Burak üzerinde ısrar etmek ne kadar akıllıca? Yattara bu maçta en azından sahada yalnızca dolandı, Burak gibi varlığıyla zarar vermedi!

Şenol Güneş'in, Burak Yılmaz'ın verdiği zararı, harcadığı pozisyonları göremiyor olması imkansız. Acaba ikinci bir Engin Baytar operasyonuyla oyuncunun kendisini bulmasına mı çalışıyor? Engin'in şu anki genel durumuna bakılınca Şenol Güneş'in başarılı olduğu söylenebilir ancak Burak hiç umut vermiyor! Her topu yitiriyor, son vuruşlarını şut kapsamına dahi giremeyecek şekilde kullanıyor ve sürekli ofsaytta bekliyor. Yalnız Beşiktaş maçında değil, her maçta bu şekilde. Şenol Güneş'in maçtan sonra yaptığı "bazı oyuncular sorumluluğunun bilincinde değil, bunların ağır yaptırımı olacak" sözünü bir an önce yerine getirmesi gerektiği çok açık

Yorumlar

Yorum Gönder

Çok okunan

Adaleti düdüklemek!

Resim
Mahpusluk zordur, ağırdır. Hele bir de kapalı alanda kalma korkunuz varsa veya yerinde duramayan, sürekli bir şeylerle ilgilenen, bir yerlere giden bir insansanız. Üstelik haksız yere de girdiyseniz o deliğe, en azından öyle hissediyorsanız, işkenceden farksızdır. İster bir gün, ister bin gün olsun çektiğiniz ceza. Hapishaneler dolmuş, tıklım tıklım hale gelmiş, yüksek mevcutlu yeni hapishanelerin açılacağı bir ülkedeyiz. Suç oranı tavan yapmış, hırlısı hırsızı, tacizcisi tecavüzcüsü elbette bir kenara, gazetecisi habercisi, sosyal medyadan yazdıklarıyla kodese atılanların artık haber değeri yok. Adalet kavramının yok olduğu, tutuklu yargılamaların suç tespit edilmeden bile isteye cezaya dönüştürüldüğü bir çukur. Öte yandan malı götürenin, arkası olanın, güçlünün, zalimin elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı, hiç çekinmeden eylemlerine devam ettiği, herkesin göz yumduğu, insanların hak yerini bulsun diye değil yapılan eylemdeki çıkarına baktığı bir riyakârlık denizinde yüzdüğü
Devamı

Mirasın üzerinde tepinmek!

Resim
İstanbul bir efsane şehir. Doğal güzellikleri, efsaneleri, tarihi yer ve yapıları, Boğaz’ı, hanları, hamamları ama bunların içinde en çok da el değmemiş olanları güzel. Yani güzel kalmayı başarmış. Çünkü elimizi nereye atsak, nereye dokunsak rant ve zenginlik anlayışıyla, gösteriş ve hırsla korumaktan çok yok etmek, sürdürmekten çok yıkmak anlayışıyla mahvetmişiz.  İstanbul’un, tarihi önemi, yapıtları, yaşanmışlıkları dolayısıyla hep bir kültür başkenti olarak kalması gerektiğini düşünmüştüm. Ne bu kadar kalabalığı hak ediyor, ne tüm sanayiinin, tüm ticaretin burada işleyip insanların geçimlerini burada kazanmaları gerekmesini. Bütün bunlar için de ciddi bir altyapı, üstyapı, yollar, binalar, iş merkezleri, araçlar, insanlar, okullar... Çıldırasıyla bir yoğunluğu hak etmiyor İstanbul. Çünkü metro çalışması yapıyorsunuz binlerce yıllık antik bir kent fırlıyor önünüze, yeni bir güzergah belirlemeye çalışıyorsunuz binlerce yıllık, o dönemlerden kalma kullanılan arkeolojik kalın
Devamı

Hak Etmedik!

Resim
Ülkemizde düzenlenen   Dünya Basketbol Şampiyonası’na, milli takımımız müthiş bir başarı elde ederek damgasını vurdu, tüm dünyada adından söz ettirdi. Birbirinden güçlü takımları, birbirinden köklü ekolleri devirerek beklentilerin üzerine çıktı ve tüm Türkiye'ye bayram havası yaşattı. Şampiyona boyunca ülkenin büyük çoğunluğu maçları heyecanla izleyerek kazanılan başarıdan kıvanç duydu, basın da bu takıma hak ettiği gibi yer verdi. Yine de bu son turnuvada, her zamanki kötü alışkanlığımız tekrardan ortaya çıkmış oldu. Başka zamanlar görmezden geldiğimiz, küçümsediğimiz bir şeyden, zamanı gelince kapasitesinden fazla verim beklemeye bayılıyoruz. Yeniden tecrübe ettik ki, lig döneminde maç sonuçlarıyla ilgili birkaç satır haber yazmakla yetinin basın, normalin yüzlerce katı yer vermeye başladı basketbol haberlerine. Fakat, sakın ümitlenilmesin! Bir süre daha başarı hikayeleriyle ve “aslanlar, kaplanlar” başlıklarıyla karşılanan "dev"lerimizle dolu olacak olan sayfalar, ilk
Devamı