Alonso'ya Yağmur Kıyağı!

Formula 1'de düğümün çözüleceği son 3 yarışa, bu organizasyonun ilk kez yapıldığı Güney Kore'de girildi. Yapımı yeni tamamlanan pistin, antrenman turlarında üzerinde çivi ve yılan görülen asfaltının henüz tam hazır olmaması ve yağan yoğun yağmur nedeniyle güvenlik aracı ile başlayan yarış 4. turda durduruldu.
Bir saate yakın sürelik bekleyişten sonra yarış tekrar başladı ancak kafalarda pilotların yarış içerisinde kalma sürelerinin 2 saati geçemeyeceği ve havanın kararmadan önce yarışın bitmesi gerektiği kuralları vardı. Bu durumlar yarışın erken bitirilmesi ve puan almaya hak kazanan sürücülerin normalde alacaklarının yarısı kadar puan almalarına sebep olabilirdi.
Pilotların ve özellikle ilk iki sırayı alan Vettel-Webber'in ardındaki Alonso'nun gerisinde olan Hamilton'ın telsiz konuşmalarıyla yarışmaya ne kadar hırslı ve yarışmaya aç olduklarını gösterirken 4. turdan itibaren güvenlik aracıyla devam eden yarışın bu şekilde 18. tura kadar devam etmesi hem pilotlar hem de izleyicilerin sabırsızlığını körüklüyordu. Bu hırs, hala ıslak olan pistle birlikte bize unutulmaz bir yarış izleteceğe benziyordu.
Gerçek yarışın başladığı ilk turda Rosberg Hamilton'ı başarılı bir şekilde geçti, Massa-Button çekişmesine arkalardan gelen M.Schumacher'in katılması yalnız üst sıralarda değil arkalarda da zevkli bir mücadele izletti Formula 1 severlere.
Yarışın güvenlik aracıyla birlikte devam edip böyle bitmesi daha çok işine gelen Red Bull'da spin atan Webber'e, iyi çıkış yapan Rosberg çarpınca, yarışın kaderini değiştirecek bu ikili yarış dışı kaldı. Güvenlik aracı Webber'in pistte kalan aracının dışarı alınmasına kadar içeriye girdi, ta ki 32. turda 3. kez girene kadar. Bundan yararlanmak isteyen tüm pilotlar pite girdi ve bu pit-stop sürecinden en çok sağ ön lastiğinin değişmesi uzun süren Alonso zararlı çıktı ve Hamilton'a geçildi. Derken yarışın yeniden başlamasıyla Hamilton'ın pist dışına çıkmasından faydalanan Alonso, 2. sıradaki yerini geri kazandı.
Şampiyonluğu etkileyecek gelişmeler bunlarla sınırlı kalmayacaktı. 46. turda yarışı önde götüren Vettel'in patlayan motoru Red Bull'u şok ederken, Alonso'ya birinci sırayı müjdeliyordu. Vettel böylece pilotlar şampiyonasında liderliğe yükselme ve en genç dünya şampiyonu ünvanı yolunda büyük avantaj kaybetti. Hava tam kararmadan toplamda 2 saat 48 dakika 20.810 saniyede tamamlanan yarıştan en karlı çıkanlar, uzun zamandır iyi sonuç alamadığı için eleştirilen Massa 3. olarak ve yarışa 9. sırada başlayıp 4. tamamlayan "yağmur kralı" Michael Schumacher, böylece bu sezon Türkiye'de yaptığı en iyi derecesini tekrarlamış oldu. Son 2 yarışa girilirken şampiyonluk mücadelesi nefes kesen ve 4 pilotun şampiyonluğu kovaladığı bir hal almaya başladı.

Pilotlar Klasmanı                                                 Markalar Klasmanı
1. Alonso 231 Puan                                                1. Red Bull 426 Puan
2. Webber 220 Puan                                              2. Mc Laren 399 Puan
3. Hamilton 210 Puan                                             3. Ferrari 374 Puan
4. Vettel 206 Puan

Yorumlar

Yorum Gönder

Çok okunan

Adaleti düdüklemek!

Resim
Mahpusluk zordur, ağırdır. Hele bir de kapalı alanda kalma korkunuz varsa veya yerinde duramayan, sürekli bir şeylerle ilgilenen, bir yerlere giden bir insansanız. Üstelik haksız yere de girdiyseniz o deliğe, en azından öyle hissediyorsanız, işkenceden farksızdır. İster bir gün, ister bin gün olsun çektiğiniz ceza. Hapishaneler dolmuş, tıklım tıklım hale gelmiş, yüksek mevcutlu yeni hapishanelerin açılacağı bir ülkedeyiz. Suç oranı tavan yapmış, hırlısı hırsızı, tacizcisi tecavüzcüsü elbette bir kenara, gazetecisi habercisi, sosyal medyadan yazdıklarıyla kodese atılanların artık haber değeri yok. Adalet kavramının yok olduğu, tutuklu yargılamaların suç tespit edilmeden bile isteye cezaya dönüştürüldüğü bir çukur. Öte yandan malı götürenin, arkası olanın, güçlünün, zalimin elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı, hiç çekinmeden eylemlerine devam ettiği, herkesin göz yumduğu, insanların hak yerini bulsun diye değil yapılan eylemdeki çıkarına baktığı bir riyakârlık denizinde yüzdüğü
Devamı

Mirasın üzerinde tepinmek!

Resim
İstanbul bir efsane şehir. Doğal güzellikleri, efsaneleri, tarihi yer ve yapıları, Boğaz’ı, hanları, hamamları ama bunların içinde en çok da el değmemiş olanları güzel. Yani güzel kalmayı başarmış. Çünkü elimizi nereye atsak, nereye dokunsak rant ve zenginlik anlayışıyla, gösteriş ve hırsla korumaktan çok yok etmek, sürdürmekten çok yıkmak anlayışıyla mahvetmişiz.  İstanbul’un, tarihi önemi, yapıtları, yaşanmışlıkları dolayısıyla hep bir kültür başkenti olarak kalması gerektiğini düşünmüştüm. Ne bu kadar kalabalığı hak ediyor, ne tüm sanayiinin, tüm ticaretin burada işleyip insanların geçimlerini burada kazanmaları gerekmesini. Bütün bunlar için de ciddi bir altyapı, üstyapı, yollar, binalar, iş merkezleri, araçlar, insanlar, okullar... Çıldırasıyla bir yoğunluğu hak etmiyor İstanbul. Çünkü metro çalışması yapıyorsunuz binlerce yıllık antik bir kent fırlıyor önünüze, yeni bir güzergah belirlemeye çalışıyorsunuz binlerce yıllık, o dönemlerden kalma kullanılan arkeolojik kalın
Devamı

Hak Etmedik!

Resim
Ülkemizde düzenlenen   Dünya Basketbol Şampiyonası’na, milli takımımız müthiş bir başarı elde ederek damgasını vurdu, tüm dünyada adından söz ettirdi. Birbirinden güçlü takımları, birbirinden köklü ekolleri devirerek beklentilerin üzerine çıktı ve tüm Türkiye'ye bayram havası yaşattı. Şampiyona boyunca ülkenin büyük çoğunluğu maçları heyecanla izleyerek kazanılan başarıdan kıvanç duydu, basın da bu takıma hak ettiği gibi yer verdi. Yine de bu son turnuvada, her zamanki kötü alışkanlığımız tekrardan ortaya çıkmış oldu. Başka zamanlar görmezden geldiğimiz, küçümsediğimiz bir şeyden, zamanı gelince kapasitesinden fazla verim beklemeye bayılıyoruz. Yeniden tecrübe ettik ki, lig döneminde maç sonuçlarıyla ilgili birkaç satır haber yazmakla yetinin basın, normalin yüzlerce katı yer vermeye başladı basketbol haberlerine. Fakat, sakın ümitlenilmesin! Bir süre daha başarı hikayeleriyle ve “aslanlar, kaplanlar” başlıklarıyla karşılanan "dev"lerimizle dolu olacak olan sayfalar, ilk
Devamı