Guti'ler Trabzon'a Neden Gelmez?!

Ligimizin birçok Anadolu kulübü, başta İstanbul'dakiler olmak üzere, ülkemizin büyük şehirlerinde bulunan futbol takımlarına göre büyük bir dezavantaja sahiptir. Özellikle Trabzonspor, her sezon şampiyonluk iddiası bulunması nedeniyle, "3 Büyükler" adıyla anılan diğer İstanbul şampiyonlarına karşı hissetmektedir bunu. Söz konusu dezavantaj, Trabzon'un yüzölçüm olarak küçük bir şehir olması ve her ne kadar son yıllarda çok büyük bir gelişime şahit olsa da, sosyal aktivite bakımından İstanbul ile karşılaştırılamayacak kadar kısır olmasından kaynaklanmaktadır.

Trabzon, yeşilliğiyle, doğal yapısıyla, İstanbul'un trafik, kalabalık, güvenlik problemlerinin yarattığı keşmekeşten uzak, yaşanılası bir kenttir. Fakat bir futbolcunun, özellikle de yabancı bir futbolcunun yaşamak için tercih edebileceği bir şehir değildir. İstanbul'daki futbolcu, antrenmanını yaptıktan sonra lüks arabasıyla gösterişli alışveriş merkezlerine gidip pahalı lokantalarda karnını doyurarak kazandığı parayı sonuna kadar harcamayı düşünüyor. Eğer bu futbolcu özellikle otuz yaşının altındaysa. Bu yaştaki futbolcular ister istemez "gününü gün etmeyi" amaç ediniyorlar kendilerine.

"3 Büyükler"in yurt dışından getirdikleri dünyaca ünlü futbolcuların, İstanbul'un önemli bir kültürel kimliği olması, ilgi çekiciliği ve eğlence kulüplerinin fazlalığından etkilendiği söylenebilir. Bu nedenle Trabzonspor istediği kadar başarılı, istediği kadar şampiyon, istediği kadar Türkiye'nin en iyi kulüplerinden olsun, İstanbul'un cazibesini kıramayacaktır. Guti'ler, Quaresma'lar, Anelka'lar, Kewell'lar Karadeniz'e uğramayacaklardır. Trabzon şehrini tercih edecek futbolcu ya mütevazi, gösterişten uzak duran bir kişiliğe sahip, ya Trabzon'u tanıyan bilen, burada yaşamayı kabullenen, ya da Anadolu'nun çeşitli kulüplerinde forma giymesinin verdiği etkiyle, İstanbul'un pırıltılı yaşamını önemsemeyen bir futbolcu olacak. Gerçi fazlaca şahit olduk, herhangi bir Anadolu kulübündeyken son derece efendi olan futbolcuların, İstanbul'a gelir gelmez kendilerini kaybedip sapıttıklarını!

Takım iyi giderken hiç umulmadık bir yerden çıkan bir sorunla uğraşmak durumunda kalmak, Trabzonspor için geleneksel hale gelmeye başladı. Kulübü sarsan son gelişme, geçen yılki formsuzluğundan eser kalmayıp takımı sırtlayan Teofilo'nun Trabzon'u terk ettiği haberiydi. Teofilo, sağlık sorunlarının olması ve daha kesin sonuç veren testleri yaptırmak için yurt dışına çıktığını söylerken, kulüp resmi açıklamasında futbolcunun gerekçe göstermeksizin şehri terk ettiğini söylüyordu. Bu konuda kim haklıdır bilinmez ancak acaba Teofilo, Trabzon'un yapısına mı ayak uyduramamıştır? Kolombiya'dan en başta başkan Sadri Şener'in büyük uğraş vererek transfer ettiği Teofilo, Türkiye'nin diğer illerindeki hayatı görünce fikri mi değişmiştir? Trabzon, büyük emekler verdiği ve karşılığını da fazlasıyla aldığı birçok futbolcusunu bu sebeple kaybetmiştir. Teofilo olayının iç yüzü nedir bilinmez ama Trabzonspor yıldız futbolcu hayalinden vazgeçerek, getirdiği yabancı futbolculara muhtaç olmayıp, bunların bir gün takımdan ciddi şekilde ayrılmayı düşüneceklerini göz önünde bulundurarak altyapıdan kendi futbolcularını yetiştirmeye, istikrarlı bir jenerasyon yaratma yoluna gitmelidir!..