Alem Yeri İstanbul!

Üst düzey liglerin en köklü takımlarında forma giyen dünyaca ünlü futbolcular, oraları bırakıp da neden Türkiye'ye gelirler? İmza attıklarında, başkanların kendilerine bahşettiği milyonların hakkını verircesine, "en büyük kulüplerden birine geldim" sözleri ne kadar inandırıcı? Biz bu içi boş laflara "vay be, futbolun koskoca süperstarı da böyle demiş" şeklinde yaklaşırken aslında takımlarımızın Avrupa'da ne kadar az bilindiğini göremiyoruz. UEFA Kupasını kazanan Galatasaray'ın artık tüm dünya futbolseverleri tarafından tanındığını ve bir daha akıllarından çıkmayacağını sanıyoruz. Halbuki yurt dışına giden gazetecilerimizin  dünya futboluna yön veren oyuncularına ve her kademeden isimlerine, büyük bir hevesle Türkiye'den tanıdıkları takım ve oyuncu olup olmadığı sorduklarında, aldıkları hayal kırıklığına yol açan cevaplar gerçeği daha net gösteriyor. Getirilen flaş isimler dışında çok fazla ilgiyle takip edildiğimizi ve hakkımızda çok fazla bilgi sahibi olduğunu söyleyemeyiz Avrupa futbolunun.

Buna rağmen nasıl oluyor da, tüm dünyaya adını ezberleten bu futbolcular Türkiye'yi tercih ediyorlar? Kuşkusuz kariyerlerinin başarılı dönemlerinde değil, ya düşüşe geçtikleri ya da futbolu bırakma arafesinde oldukları dönemlerde yüksek meblağlarla ikna edilerek ülkemize getirilebiliyorlar. Yoksa yapılan transferlerle iyice gaza gelen medyanın, en iyi döneminde Ronaldinho'ların, "Türkiye'den bir takımla anlaşması an meselesi" haberleri gibi bir durum söz konusu değil.

Ülkemizin futbolcular için vergi cenneti olması faktörü bir yana, İstanbul'un vaat ettiği boğaz, alışveriş çılgınlığı ve gece hayatı vs. ile, artık ununu elemiş eleğini asmış, yapacağı fazla bir şey kalmamış, emekliliğinin tadını çıkarma düşüncesindeki hala genç "yaşlı" futbolcular için büyük bir çekim merkezi olduğu söylenebilir. Bunun son örneğini de Guti'de gördük. Reina'da eğlenen ve mekandan gece 4'te çıkan Guti, ters yöne girip karşıdan gelen belediye otobüsüyle kafa kafaya çarpışmaktan son anda kurtulmuş ve alkol kontrolünde 2.75 promil alkollü olduğu tespit edilmiş. Bu 9 duble rakı veya viski benzeri içkilerden sonra ulaşılan bir rakama denk geliyor. Burdan hareketle belki iyi içici(!) olduğu söylenebilir ancak acaba bu hareketi Real Madrid'de oynarken yapabilir miydi? Veya bunu genç bir yerli futbolcumuz yapsaydı hali nice olurdu? Fakat kendisine ses çıkarılamamasında isminin de büyük etkisi olan Guti'nin, İspanya'daki durumuyla şu anki durumu bir hayli farklı. Burada nasıl olsa parası garanti, taraftarın sevgilisi, kredisi yüksek, oynamasa da dert değil... Zaten macera dolu bir İstanbul dönemi, hayatının güzel anılarından birini oluşturacaktır... Mesela bu noktada Iverson'ın Beşiktaş ile anlaşırken sözleşmesine "disiplinsiz davranışlardan dolayı para cezası verilmemesi" gibi bir madde koydurmak istemesinin sebebi ne olabilir?

Guti'nin durumu bir kenara, artık İstanbul'a yurt dışından gelen yabancılar olsun, Anadolu'dan gelen yerli futbolcular olsun, bu şehrin gece hayatının çekimine çabuk kapılıyorlar. Anadolu takımında sadece futbolunu düşünürken, İstanbul'a gelince bir anda sapıtan futbolcu örneklerini çok gördük. Buna büyük umutlarla getirilip futbolunda büyük düşüş yaşanan yabancı futbolcularda da rastlıyoruz.

Örneğin, ilk geldiğinde çok güçlü, savaşçı, sergilediği performansla Fenerbahçe'ye büyük başarılar kazandıracağı düşünülen Niang, nasıl oldu da bir anda düşüşe geçti? Cumhuriyet gazetesindeki Hilmi Türkay'ın yazdıklarına göre Senegalli futbolcuyu, gece hayatı performansı kategorisinde liderliği kimseye kaptırmayan Kazım ayartmış. Sürekli sebebi anlaşılamayan bir şekilde affedilen Kazım'ın, yeni gelen oyuncuları takıma nasıl ısındırdığı görülüyor! Tavizler verildikçe futbolcular daha da abartıyor, nasıl olsa paralarını alıyor, takımın düşüşe geçip geçmemesi pek umurlarında olmuyor, eğlenceye devam ediyorlar. İstanbul futbolcuların özgürce alem yapacağı bir merkez olmaya devam ediyor, takımların milyonları hiç yere bu adamlara yediriliyor... Yine de bu durumun bile olumlu bir yanı olduğu söylenebilir. Hani peşine düşülen yabancı bir futbolcu, bunu haber aldığında eskiden İstanbul'da forma giymiş olan bir vatandaşından ortam hakkında bilgi alıyor, tavsiye edip etmeyeceğini soruyor ya... İşte buradaki "yan gelip yatarsın, paranı da çatır çatır alırsın" cevabı transferlerin kolaylaşmasında büyük etken oluyordur herhalde!..

Yorumlar

Çok okunan

Adaleti düdüklemek!

Mirasın üzerinde tepinmek!

Hak Etmedik!