En İyi Taktisyen Değil!

Ballon d' Or seçimlerinde en iyi teknik adam ödülünü Mourinho aldı. Bu sonuç için, beklendiği gibi oldu yorumu yapılabilir. Portekiz ve Inter ile şampiyonlar şampiyonu olan, Chelsea'ye 2 sene üst üste lig şampiyonluğunu kazandıran Mourinho, şimdi Real Madrid'de müthiş yıldızlarıyla La Liga'nın yanı sıra 3 farklı takımla şampiyonlar şampiyonluğu hedefiyle tarihe geçmeye hazırlanıyor.

Mourinho'yu dünyanın en iyi teknik adamlarından biri yapan parametreler neler, bir göz gezdirelim:

Öncelikle ana dili Portekizce dışında İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve Katalan dilinde konuşan Mourinho'nun ne kadar kültürlü olduğunu söylememize gerek yoktur herhalde. 

Çalıştırdığı kulüpte tek patronun o olması, futbolcuların her şeyiyle ilgilenmesi, onu bir teknik direktörden daha fazlası yapmaya yetiyor. Takım içerisinde disiplini asla elden bırakmaması ve futbolcularına, "Kim olursanız olun ve ne kadar para kazanırsanız kazanın benim takımımda hak eden oynar" izlenimi vererek her birinden bir kalemde vazgeçebileceğini ortaya koyuyor. Öte yandan geç gelenin idmana katılamaması, sakat futbolcuların 1 saat erkenden doktor kontrolünden geçmek zorunda olması, otobüste telefonların sessizde tutulup yüksek sesle müzik dinlemenin yasak olması otoritesini gözler önüne seriyor.

İç saha maçlarından önceki gün hep aynı otelde kampa giriliyor, oda servisi de yasaklanıyor. Takım halinde kahvaltı ise olmazsa olmaz. Oyuncuların yiyecekleri içecekleri kontrol altında tutulup birçok içeceğin tüketilmesine izin verilmiyor. İdmanlarda futbolcularının maksimum efor sarf etmeleri için elinden geldiğince sertliğe izin veriyor. Faul bekleyenlere ise cevabı hazır:
"Bunlara İngiltere'de gülüyorlar!"

Maç idmanlarında ise rakibin güçlü ve zayıf yönlerini analiz edilerek 100 sayfayı geçen raporlar hazırlıyor. Bu görevine ne kadar büyük bir aşkla bağlı olduğunun kanıtı. Başarısını da bu sağlıyor.

Öte yandan genç takımların maçlarını sürekli takip etmesi ve bu oyunculara yer vermesi hatta flaş transferlerde -örneğin Maicon, Kolarov ve Gerrard örneklerindeki gibi- istenen rakamları "uçuk" bularak yönetime transferleri gerçekleştirmemelerini söylemesi de hep daha fazlasını isteyen teknik direktörlere göre farklı bir yaklaşım. Bunun isabetli bir strateji olduğuna Manchester City'in şu anki durumuna bakarak karar verebiliriz.

Ya söylemleri? Sivri dilli, antipatik, sansasyonel açıklamalarını nereye koyacağız? Her maçtan önce karşı takım antrenörünü veya oyuncusunu muhatap alarak yaptığı "saldırı"ların da tamamen bir taktik olduğu söylenebilir mi? Bazılarına göre Mourinho medyanın bütün ilgisini bu şekilde üstüne çekerek futbolcuların medyanın baskısından kurtulmasını sağlıyor.

Mourinho bu özellikleriyle her zaman dünyanın en iyi takımlarını çalıştıracak ve her zaman en iyi teknik direktörler arasında gösterilecek bir vizyona sahip. Gözden ne zaman düşer veya her zaman gündemde olmaya devam eder mi bilinmez. Ancak öte yandan sezon bazında değerlendirildiğinde, en iyi taktiğin kendi çalıştırdığı takımların taktiği olarak kabul görmüyor. Peki, kimin çalıştırdığı takım en iyi taktikle yönetilmiş kabul ediliyor? Euro 2004'te defansif futbolcuyla eleştirilen Yunanistan takımı ve onun antrenörü Otto Rehhagel! Belki o şampiyonada izleyenleri futboldan soğutmuşsa da, bu taktiğiyle Yunanistan'a tarihinin en büyük başarısını kazandırmıştı Alman teknik adam.
2. sırada ise 2009 yılında 6 kupa kazanan Pep Guardiola'nın Barcelona'sı. 3. sırada Alex Ferguson'un 2006-2009 yılları arasındaki Manchester United'ı yer alırken, Mourinho 4'üncü. Bu sırayı aldığı takımı ise ne Chelsea ne de Inter. 2002-2004 yılları arasında çalıştırdığı Porto! Dünyanın en iyi teknik direktörü seçilen Mourinho'nun taktiksel liderliği acaba ne zaman gelecek?

Yorumlar

Çok okunan

Adaleti düdüklemek!

Mirasın üzerinde tepinmek!

Hak Etmedik!