Taraftarlık, Yalakalık Mı?

Galatasaray'ın yeni stadının açılışına Başbakan'a yapılan protestolar damgasını vurmuştu. Tayyip Erdoğan, stada teşrifinin anons edilmesinin ardından tribünlerden ıslıklar yükselince, bakanları ile birlikte stadı terk etmişti. Maçtan önce konuşma yapmayı planlamış olsa da, özellikle TOKİ Başkanı, yaptığı gaflarla tribünleri gerip protestoların artmasına sebep olduğundan, bundan vazgeçmişti.

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın "biz yaptık, biz ettik" mealindeki sözleriyle stadın sanki devletin parasıyla değil de, iktidarın kasasından harcanarak yapıldığı gibi bir izlenim vermeye çalışması yetmezmiş gibi, "Ali Sami Yen'deki kira sözleşmesinin şartlarını yerine getirmeyen Galatasaray, burada yükümlüklüklerini yerine getirmelidir" şeklindeki gözdağı verir gibi açıklamaları ve Özhan Canaydın hakkında "acz içinde" demesi tribünleri çileden çıkarmıştı. Adı her anıldığından ıslıklarla protesto edilen Başbakan ise, daha fazla dayanamayarak birlikte geldiği bakanlara verdiği talimatla, "toparlanın gidiyoruz, kimse kalmasın burada" diyerek stadı terk etti. Onu yolundan döndürmeye çalışsa da bunu başaramayan Adnan Polat ise, sıcağı sıcağına başbakandan özür diledi ve bugün bu protestolar yüzünden "olağanüstü toplanma" gereği duyarak akıllara zarar açıklamalar yaptı.

Öncelikle stadın yapımındaki çabalarına değinerek övgüler düzen Adnan Polat, Başbakanın hak etmediği bir tepki gösterildiğini söyledi. Böyle bir mantık olabilir mi? Başbakanın protesto edilmesiyle, stadın yapımındaki "hizmetleri" arasında nasıl bir bağlantılı kurulabilir? Kimse stadın yapımına, yatırımlara lafı yok. Peki, bunlar Başbakana yapılacak protestonun önüne geçebilir mi? Yapılanlara "nankörlük" diyen Egemen Bağış mantığıyla "biz size stat yaptık, siz de bize sadık olun" demek istemek midir, seçimlerde dağıtılan kömürler karşlığında oy isteme geleneğinden midir bilinmez...

Duruma o kadar içerlemiş olacak ki, Adnan Polat'ın ağzından çıkanı kulağı duymuyor herhalde? Protesto gösterisinde bulunanları "Galatasaraylı olduğundan şüphe ettikleri kendini bilmezler" olarak nitelendiren Polat, "bunları Galatasaray taraftarı olarak kabul etmiyoruz" diyebiliyor. Yerinde de durmuyor. 200 kamera ve 40 polis kamerası ile böyle bir eyleme girişenleri tespit edip bir daha statlara sokmayacaklarını söylüyor. İdamlık suç işlemiş protestocuların çok geçmeden adalete teslim edilmesini diliyoruz biz de! O halde Adnan Polat'ın kendi Galatasaraylılık tanımını yapması gerekmektedir.
Sokakta, okulda, evde, her yerde insanların kendini ifade etmeleri, protesto etmek gibi son derece demokratik bir hakları ellerinden alınırken sıra tribünlere mi geldi? Bugüne kadar zaten siyasete bulaşmamış olan tribünlerde artık yandaş taraftar mı görülmek isteniyor?

Kendisi yalaka bir Galatasaray taraftarı mı istemektedir?

Şimdi konuşulan Tayyip Erdoğan'ın kendisine yapılanların bedelini Galatasaray'a nasıl ödeteceği. İstanbul'daki açılışlardaki konuşmasında "Seyrantepe Stadı'nın A'dan Z'ye yapımında Galatasaray Kulübü'nün 'bir Allah kuruşu' yoktur" açıklamasını  nereye yorabiliriz? Bunu özellikle vurgulamasının sebebi nedir? Zamanla kulübe açıkça veya el altından bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağını görürüz herhalde!

Yorumlar

Çok okunan

Adaleti düdüklemek!

Mirasın üzerinde tepinmek!

Hak Etmedik!